Bazen kafamı pencereye çevirip dışarı bakmak istediğimde bi anda pencerenin yansımasında kendimi görüyorum, ama gördüğüm esra görmek istediğim esra dan çok çok farklı... gözler yorgun ve bitkin, dudaklar iki yana kaymış, tedirgin ve umutsuz bir ifadeye sahip esra benim gördüğüm... işte o an kendimi bir çamur birikintisinden farksız hissediyorum... içindeki karmaşıklık, umutsuzluğun getirdiği iğrençlik duygusu dışını kaplamış, örtmüş, birikmiş de birikmiş, kaplıycak yer bulamayınca üst üste binmiş ve bulamaç haline gelmiş, esra ya dair hiçbir şey bırakmamış ve şekilsiz bir çamur birikintisi halini almış...önceleri esra çamur birikintisi yokmuş gibi davranırsa ondan kurtulacağını düşünür, o yokmuş gibi hayatına devam eder, güler, eğlenir... eğlenir ama bir zaman gelir ve esra hiçbir şeyi göremez olur, güler ama gülmek içinden gelmeden... eğlenir ama çamurun varlığını unutmak istediğinden, zorla eğlenir, hiçbir şey tat vermemektedir... sonunda esra gerçekten mutlu olarak gülmenin nasıl birşey olduğunun özlemini çekmesinden dolayı görmek istediği gerçek esra ya dönmek ister her seferinde ama çamur un iç tarafı fazla yüklemeden dolayı artık katılaşmıştır, kil olmuştur. Esra yinede pes etmez tırnaklarıyla kazımaya başlar kili, kazar kazar hiç durmadan kazmaya devam eder ama bir yandan da çamur birikmeye devam ettiği için yorulur, biraz dinleniyim der ama çamur hiç boş durur mu... o mola vermez ve birikmeye devam eder. Buna gerçek anlamda bir çözüm bulmak gerekmektedir. Aslında gerçek çözüm çok yakındadır ve esra bunu farkedememektedir, çünkü aslında çamuru üreten yine kendisidir, o içindeki umut ışığını göstermedikçe o çamur onun üstünde bir yük olarak birikmeye devam edecektir... İçindeki zehiri akıtıp da umut ışığını gösterdiği anda artık çamur üretimi sona erecektir. Ardından tek bir iş kalacaktır, gerçekten mutlu olarak gülebilmenin getirdiği serin ve yumuşak bir yağmurun gelip de biriken onca çamuru esra nın üstünden alıp götürmesi...
Esra Kaya 2005
2 comments:
kötü oldum yine okurken :(, bir çok kez senin gibi düşündüğüm oldu aynı soruları bende kendime soruyorum ama pek bi cvp alamıyorum :S , müsadenle bende başımdan geçen bi olayı paylaşmak istiyorum: yaklasık 1.5 ay önce yılbasını ankara kızılayda arkadaslarla kutluyoduk, orda takılıyoruz milletle falan yanda bi stand açmışlar afrikadaki ev-yemek-ilaç bulamayanlara yardım kampanyası falan... ben bakınıyodum orda ne var ne yok die 10 -12 yaşlarında bi sokak cocugu bacagıma yapıştı abi al bu parayı sen ver ulassın yardım yerine die, çocuga baktım elinde 10 ytl birde düzensizce yazılmış kücük bi kagıt, okadar güzel bi kız cocuguuduki yeşil gözlerine bidaha bakamadan uzaklastı, kalabalıkdan ürkmüştü herhalde, aldım notu okudum şunlar yazılıydı: "bu parayı çöpten kopladıklarımı eskicilere satarak kazandım, kimseden çalmadım, bu para helal paradır lütfen ihtiyac sahibi insanlara ulaştır nolursun abi, 2 haftada bu kadar toplayabildim nolursun kusuruma bakmayın keşke daha cok para verebilseydim." bu notu okudukdan sonra etrafımda eglenen insanlara baktım herşey o kadar boş geldi ki o bahsettiğin çamurlar her yerdeydi sanki, o gece herkez eglenirken ben çöktüm oturdum bi kenarda kaç paket sigara bitirdiğimi hatırlamıyorum, insanların nasıl bu kadar duyarsız olduklarını anlamaya çalıştım, o çocuk için saatlerce gözyaşı döktüm, herkez cok salak ve aşırı duygusal oldugumu düşündü, hayatta ilk defa başkalarının yanıldıgını ilk defa kendimin %100 haklı oldugunu belki ozaman hissettim. o paranın üzerine 50 ytl de ben koydum ve verdim hayır kurumuna sonra eve geldim gözlerim kan çanagı olmuş halde gece uyuyamadım düşündüm durdum o occuk 10 ytl verdi ben bu halimle sadece onun 5 katını verebilmistim ... ogunden sonra kendime söz verdim insanlara daha cok yardım edecem die,,
işte benim hikayemde bu
off ya yine gözlerim doldu niye bu kadar duygusalım? :(((
once seni okudum canım benim.. hikayelerimiz canımızı yaktı.
hayatta herseyin bir hikayesi oldugunu ve hic bir kötünün nedensiz yere kötü olmadıgını bilmek ,artık ahkam kesmelerden en azından uzak tutuyor insanı..
ve bazı insanlar -like me- kendine cok donuk olanlar iste bunlar bir zaman sonra yakın olmayı ne kadar istese de kırıklar cok cok birikince ve acı artık doruga erince.. yakınlıktan sevgiden tum guzelliklerden korkar oluyor.. cunku her guzel sey bir acı bedeliyle geliyor biliyosun..
ve iste o zaman iyileri guzelleri isteyemez ve tek istegi uzak olmak olan bir insan haline geliyosun.
ve bence en kotusu birilerinin sendeki yasadıgı hayal kırıklıgına sahit olmak!
iste o zaman bir pacavra gibi hissediosun.
Post a Comment