
bu kuzgun gecede sana yazıyorum...sen de benim gibi yalnız mısın? bir iç çekiş ve sonrası, kelimelere, cümlelere döküyorum herşeyi, kederimi, kederini...
bu yazı, yalnız ve sevgisiz gecelerde sana musallat olan şeytan için, geçmişinin silinmeyen hatıraları, acıları için... benim sana unutturamadığım bu anılar... ruhunu lekeleyen gölgeler, kayıplarının yankıları için... beni sana yaklaştırmayan görünmeyen duvarlar...
bu yazı senin bağışlanman için, kendini bağışlaman için, geçmişin izlerinden kurtulman için... senin yüreğine sapladığım hüzün için, benim hüzünlerimi sana aktardığım, iki kişilik üzüntü duyduğun için... bütün bunları geride bırakman ve önünde seni bekleyen hayata, yola adım atman için... geçmişinden uzak... korkuyla fakat umutla, kayboluştan kurtuluşa...
bir iç çekişle mi uyandın, gülümsemeden, öyle değil mi? bu yüce gecede kuzgunların kederini duydun mu? senin ve benim için kederlenmelerini, belki de kederlerimizle bize mesajlar iletmelerini, görünmeyen duvarları yıkmalarını... tam bu gecede...
bu yazı, yalnız ve sevgisiz gecelerde bana musallat olan şeytan için, sana unutturamadığım geçmişin verdiği hüzün için... ruhumu lekeleyen gölgeler, kayıplarımın yankıları için... sana yaklaştırmayan duvarlara lanetler edişim için, kendimi unutmalarım için...
bu yazı benim bağışlanmam için, kendimi bağışlamam için, yaptıklarımdan pişmanlık duymamam için... benim yüreğime sapladığın hüzün için, senin hüzünlerine ortak olmaya çalışmalarım için... bütün bunları geride bırakmam ve önümde beni bekleyen hayata, yola adım atmam için... senin geçmişinden uzak... korkuyla fakat umutla, kayboluştan kurtuluşa...
Esra KAYA, July 2008